1 Ekim 2009 Perşembe

Yöresel Şive Örneği

Çaycuma ve yöresindeki köylerde kullanılan şive örnekleri. Netten alıntı yaptım, diyaloglar çok hoşuma gitti. Çocukluğumda düzgün Türkçe kullananlar ayıplanır, özenti olmakla suçlanır "dil kırıyor" denirdi. Eğitim gören nüfusun artması, gençlerin büyük şehirlere göç etmesi ve televizyonun etkisiyle yöresel şivenin yerini daha düzgün bir Türkçe almaya başladı. Ancak belli bir yaşın üzerindeki insanlar bu şiveyi kullanarak yaşatıyorlar.

BİZİM ORANIY GONUŞMASI (İki kadın sokakta karşılaşmışlardır, konuşurlar.)
Fatime:F,
Zehra:ZF- Aaaa, ne yapıyosuy Zehranım? Çıkanaydan (Geçen aydan) beri görmüyom seni. Nasısıy bakay, eyimisiy? Gocabuvay (büyükbaban), gocanay (Büyükannen), gayınay (kayınvaliden), kayıntay (kayınpederin) nası? Uşakla (çocuklar) ne yapıya?

Z- Allaha şükür Fatmanım, hepücüğü eyi. Siz nasısıyız bakay, ne yapıyosuyuz?

F- Biz de eyiyiz, sizleri gördük daha eyi olduk. Ara sıra Cuma'ya (Çaycuma'ya) iniyoz böle. Cuma pazarından göynek (atlet) alıp gayıntama (kayınpederime) eletcem (götüreceğim). O da maaşı aldı emme zırnık (çok az) koklatmaya.

Z- Eeee, bakam, Ayşe ne yapıya?

F- Eyi.

Z- Hatçe ne yapıya?

F- Eyi. Öndügün (geçen gün) dava (dağa) gitti o da. Yavış (yağmur) yavmadan köhnemiş (tam olgunlaşmış) döngelleri topladı. Ağşam (akşam) da bi güzel yiyivedük.

Z- Eeee, da da ne va ne yok. Gırcıllı (renkli) entarüyü diktüdüy mü?

F- Aaaa, Zehracağuzum, diktüdüm. Diktüdüm emme, etekleri pek gısa oluvemiş. Aaaa, dedim, ben bunla nasıl çıkay el içine? Terzi Hanım, yeni moda şimdi hep böle oluya, gitgide aluşusuy dedi. Bilmem ki ne yapay?

Z- Essas (gerçek) mı deyoy (diyorsun) gı? Şimdinin modası öyle emme (ama) sağa (sana) göre değil; sen altmış yaşına girdiy. Bak sağa (sana) deyverem (söyleyeyim); o modala şimdiki yirmi yaş geliniyiy modası.

F- Aaaa, utanmıyoy mu sen? Ben altmış yaşında olumuyum heç? Ben kırk yaşındayım. Haltetmişiy (yanılıyosun) sen... Benle eyleniyoy mu (dalga mı geçiyorsun?), yoğusam (yoksa) beni mi gıskanıyoy? Diliyiy altındaki baklayı çıkar. (ne söyleyeceksen açıkça söyle).

Z- Cırlamasaya bakay (bağırmasana)... Sen kendiye eccük (azıcık) baksaya bi daa. Suratıy muşmulaya dönüvemiş, dudaklarıy eşşek dudağı gibi sarkıvemiş, gözleriy kömüş (manda) gözü gibi patlayıvemiş; burnuy çükündür (pancar) gibi uzayıvemiş, ayaklarıy gegek (eğri sopa) gibi oluvemüş. Gadana (iri-kalıplı) gibi olduy artuk gı.

F- Hah hah hay.... Hiç de gülecem yoğdu. Ayol sen aynayı eliye alıp da yüzüye bikerecük bakmadıy mı gı? Kendiylen karıştırıyoy beni. Gidişiyoy (kaşınıyosun) galba. Sen gaynaycak (rahatsız edecek) başkasını bul gendiye...

3 Temmuz 2009 Cuma

Köyümüzden Görüntüler

Ünsallar Mahallesi'ndeki Köy camisinin terası. Düzenleme çalışmaları hala devam ediyor.








Fatı Yenge


Çay ocağı

Çay Ocağı

Fotoğrafları gönderen çocukluk arkadaşım, öğretmen Ertan Ünsal'a çok teşekkür ediyorum.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Köyden Görüntüler














Köyün Coğrafyası

Zonguldak iline 65 km, Çaycuma ilçesine 8 km uzaklıktadır.Köyümüz 9 adet mahalleden oluşmaktadır. Mahalleler arasında uzaklık ortalama 2,5 km.dir. Merkez mahalle ÜNSALLAR MAHALLESİ'dir. Diğer mahalleleri : 2-Aşağıkıyı Mahallesi, 3-Mantarcıoğlu Mahallesi, 4-Ahmetbaşoğlu Mahallesi, 5-Sinanlar Mahallesi,6-Şabanoğlu Mahallesi, 7-Hasanbeyoğlu Mahallesi, 8-Kurumsalar Mahallesi, 9-Sarıözler Mahallesi

Tarihi

Kesin tarihi bilinmemekle beraber Helvacılar köyü ve çevresinde yabancı tebaya ait insanların yaşadığı ve bu insanların helva ile iştikal ettiği, bu bölgeyi kendi topraklarına katan Osmanlı İmparatorluğu'nun, Bolu sancağına bağlı kıpçak kökenli akıncı askerlerini buralara göndererek yağma yaptırdığı ve yerleşik düzene geçirdiği, bu askerlerin Kızılbel köyü ve çevresinde yerleştiği, Kızılbel köyünün yerleşiminin çok eskileri dayandığı Osmanlı belgelerinde mevcuttur. . HELVACILAR KÖYÜ : 1700 YILLARDA BOLU SANCAĞINA BAĞLI HAMİDİYE BELDESİ (Şimdiki Devrek İlçesi) KIZILBEL KÖYÜNDEN AYRILMA "Helvacılar Köyü"dür.

Yararlandığım kaynak için buraya bakabilirsiniz.